Anlamaya Çalışılmalı
Öncelikle, GÜNÜMÜZDE Tourette Sendromu (TS) tanısı için, DSM-5 tanı ölçütleri el kitabına göre gerek ve yeter koşullar http://bit.ly/2naGHHj linkinde belirtilmiştir. Eğer bu tabloda, madde 4'de belirtilen; diğer tıbbi koşullardan kaynaklanmayan belirtilere göre tanı söz konusu ise, TS tikleri söz konusu olabilir.
UÇLARDA GEZİNTİLER kitabından alıntılar:
“…bu kitap ve deneyim aktaran benzerleri,
kişilerin kendilerini nasıl geliştirip değiştirdikleri ile ilgili ipuçlarını
içerebilir. Bu kitaplarda kişiye özgü yöntemler olabilir. Bunlar tamamen
deneyseldir. O kişiye iyi gelebilir. Ama bir başkası için farklı sonuçlar
doğurabilir. Bu nedenle, bu gibi kitapları yazan kişiler kendi çözümlerini evrensel
çözüm şeklinde sunmamalılar. Okurlar da eleştirel gözle okumalıdır. Kendi
koşullarını iyi irdelemek, deneyimlerini aktaranlarınkiyle kendi benzer ve
farklı durumlarını gözden geçirebilmek,
yapmaya çalıştığım bir uygulamadır. Bu kitabı yazarken Oliver Sacks’ın
kitablarındaki bilimsel öykülerden bu gözle yararlanmaya çalıştım. Bu
öykülerde, bir taraftan bilimsel açıdan TS’nin genel özellikleri kategorize
edilirken, varoluşsal açıdan da her kişinin kendine özgü yanı olacağı,
dolaysıyla her TS’li kişinin de bir diğerinden farklı olacağı gerçeği
vurgulanıyordu.
Kağan’ın doğrudan katkısı: “Tek bir doğru değil, duruma göre değişen doğrular
olabiliyor. ‘Şöyle yapın’, ‘bu yöntemi uygulayın’, ‘mutlaka iyi gelecek’,
... gibi koşullandırmalar, bunalım yaşayan insanların sıkıntılarını
katlayabilir. Aklı karıştıp, iyice bulandıracak yaklaşımlar yerine, kişinin
durumunu sorgulamasına ve kendisini dışarıdan görebilmesine yardımcı olacak
örnekler çok daha anlamlı ve yararlı olacaktır. Bir örnek olarak, okuduğum bir
kitapta: ‘Bir bahçevan bahçesine nasıl ayrık otları sokmamak için özen
gösterirse siz de beyninize olumsuz düşünce sokmayın’ diyordu. Bunu doğru
varsayarsam beynimde olumsuz düşünceler kristalize olmuşken, asla olumsuz
düşünce olmamalı diye düşünmek daha çok olumsuz düşüncenin çözülmesine neden
oluyor, sıkıntımı katlıyor, çevrimsel bunaltılara sokuyordu. Halbuki bilişsel
davranışçı terapide ‘düşünceler bir tren gibi gelir geçer, eyvah yine o olumsuz
düşünceler geldi diye panik olmayın’ diyordu. “
…..
“Ona bir şeyi yapmasının inatla üstelenmesi
anlamsızdı. Küçükken nörolog “sakın inatlaşmayın”ı söylememiş miydi? Bu üstelemeler de benim takıntılarımdı.
Ayrıca, Kağan: “Ben panik olunca sen de panik oluyorsun. Yol gösterici
olamıyorsun.” diye bu haklı eleştirisini ortaya koymuştu.”
.....
Nörolog: “Kağan çevreye (ve size) uyamıyorsa
çevre (ve siz) Kağan’a uyacak, sabırla çok ilerleme kaydedeceksiniz, zeka
düzeyi oldukça yüksek bir çocuk, gel-gitler hepimizde var, “anlamaya
çalışılmalı” demişti."
Kaynak:
A.Şükran Demiralp, 21 Mart 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder