Tourette sendromu (veya TS), erken çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkan nörolojik bir bozukluktur. İlk belirtileri yüzün, kolların, bacakların veya gövdenin istemsiz hareketlerdir (tikler). Bu tikler sık, tekrarlı ve hızlıdır, en yaygın birinci belirti bir yüz tikidir (göz kırpma, burun çekme, yüz buruşturma), ve gövdenin, boynun ve kol ve bacakların diğer tikleri bunların yerini alır veya onlara eklenir.
Bir kişinin DSM-5 [1] kriterlerine göre TS ile tanılandırılması için o kişinin:
• Hem birden çok motor tiki (örneğin, göz kırpma veya omuzları silkme) hem de vokal tikleri (örneğin, vınlama-mırıldanma, boğaz temizleme, veya bir sözcüğü / ifadeyi bağırma) olmalıdır, fakat bunlar hep aynı zamanda olmayabilirler.
• En az bir yıldır tikleri olmalıdır. Tikler, hemen hemen her gün veya fasılalı olarak, günde bir çok kez (genellikle nöbetler halinde) oluşabilir.
• 18 yaşından önce başlayan tikleri olmalıdır.
• İlaç veya uyuşturucu almaktan ya da diğer tıbbi koşullardan (örneğin, sara nöbeti, Huntington hastalığı veya postviral ansefalit) kaynaklanmayan belirtilere sahip olmalıdır.
Bu istemsiz (hastanın kontrolü dışındaki) tikler tekmeleme ve ayakla yere vurma gibi, bütün vücuda yayılan karmaşıklıkta da olabilir. Bir çok kişi uyarıcı dürtüler olarak tanımlanan şeyi rapor eder -- bir motor eylemi yapma dürtüsü, dokunma, tekrarlayan düşünceler ve hareketler ve zorlantılar gibi diğer belirtiler oluşabilir.
Vokal tikler hareketlerle oluşabilir, ve homurdanma, boğaz temizleme, bağırma ve havlama içerebilir. Vokal tikler koprolali (müstehcen sözlerin veya sosyal açıdan uygunsuz kelime ve ifadelerin istemsiz kullanımı) veya kopropraksi (müstehcen hareketler) olarak da ifade edilebilir. Yaygın bilinmesine rağmen, koprolali / kopropraksi tik bozuklukları ile birlikte yaygın bulunmaz.
Olguları taklit (konuşmaları taklit veya ekolali) daha az sık olsa da rapor edilir. Bunlar, başkalarının sözlerinin tekrarını (ekolali), kendi sözlerinin tekrarını (palilali) ve başkalarının hareketlerinin tekrarını içerebilir. Koprolali / kopropraksi veya ekolalinin hiçbiri TS tanısı için gerekli değildir. Ancak, onaylı bir TS tanısı için istemsiz hareketler ve vokalizasyonların ikisi de var olmalıdır.
TS’nin belirtilerinin kişiden kişiye değişmesine ve çok yumuşaktan ağıra uzanmasına rağmen, çoğunluk yumuşak kategori içine düşer. Eşlik eden koşullar arasında ADHD / ADD [2] , dürtüsellik ve takıntılı zorlantılı davranışlar olabilir. Tiklerin, TS’nin ve/veya ADHD’nin ve/veya OCD [3] ’nin genellikle bir aile öyküsü vardır. TS ve diğer tik bozuklukları bütün etnik gruplarda görülür. Erkeklerde kadınlara göre 3-4 kez daha sık görülür.
TS’li ve diğer tik bozukluklu birçok hasta üretken yaşamlar süreceklerdir. Onların bireysel ve profesyonel yaşamlarında başarmaları için engelleri yoktur. TS’li kişiler bütün meslekler içinde bulunabilirler. TSA [4] ’nin bir hedefi tik bozukluklarının bir çok yönünü hem hastalara hem de halka öğretmektir. TS belirtilerine halkın anlayış ve hoşgörüsünün artması TS’li insanlar için olağanüstü önemdedir.
Çeviri: A.Şükran Demiralp
[2] Attention Deficiency Hyperactivity Disorder (dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) / Attention Deficiency Disorder (dikkat eksikliği bozukluğu)
[3] Obsessive Compulsive Disorder (takıntılı zorlantılı bozukluk)
[4] Tourette Syndrome Association (TS birliği)
Tourette Sendromlu Bireyler, Yakınları
ve Halk İçin
Tourette Sendromu (TS) / Turet bozukluğu Türkiye’de halk arasında pek bilinmemektedir. Hatta, farklı uzmanlık alanından bazı hekimler bile TS’yi hiç duymamış olabiliyorlar! TS ile ilgili bir dernek ülkemizde henüz yok! Bu durumda, TS’li bireyin, yakınlarının ve halkın TS’nin bir çok yönünü öğrenebilme şansları son derecede kısıtlı. Halbuki, bilgi ve sosyal ortam desteğiyle bir çok TS’linin üreterek kendi ayakları üzerinde durmasına destek olabiliriz. Bu nedenle bu çalışmayı dünyada bu konudaki bilimsel gelişmelerin, gönüllü çabaların ve bireysel deneyimlerin paylaşılması ve diğer TS’lilere ulaşılması için gönüllü bir çaba olarak değerlendirebilir ve ilgilerinizle, en azından hemen aşağıdaki facebook sayfasını inceleyerek ve paylaşarak destek olabilirsiniz.
https://www.facebook.com/pages/Tourette_Syndrome_Turet_Sendromu/1418717421690985
Ve facebook grubumuza katılabilirsiniz: https://www.facebook.com/groups/606595136028806/
TS konusunda bilgilendirme amacı taşıyan ABD Tourette Syndrome (TS) Association (birliği) web sitesinden ( http://tsa-usa.org/aMedical/whatists.html ) aldığım “TS nedir?” başlıklı metin ve çevirisi:
What is Tourette Syndrome?
Gilles de la Tourette syndrome (Tourette Syndrome or TS) is a neurological disorder which becomes evident in early childhood or adolescence. The first symptoms usually are involuntary movements (tics) of the face, arms, limbs or trunk. These tics are frequent, repetitive and rapid. The most common first symptom is a facial tic (eye blink, nose twitch, grimace), and is replaced or added to by other tics of the neck, trunk, and limbs.
For a person to be diagnosed with TS pursuant to DSM-5 [1] criteria he or she must:
• have both multiple motor tics (for example, blinking or shrugging the shoulders) and vocal tics (for example, humming, clearing the throat, or yelling out a word or phrase), although they might not always happen at the same time.
• have had tics for at least a year. The tics can occur many times a day (usually in bouts) nearly every day, or off and on.
• have tics that begin before he or she is 18 years of age.
• have symptoms that are not due to taking medicine or other drugs or due to having another medical condition (for example, seizures, Huntington disease, or postviral encephalitis).
These involuntary (outside the patient's control) tics may also be complicated, involving the entire body, such as kicking and stamping. Many persons report what are described as premonitory urges -- the urge to perform a motor activity. Other symptoms such as touching, repetitive thoughts and movements and compulsions can occur.
Vocal tics may occur with the movements, and can include grunting, throat clearing, shouting and barking. Vocal tics may also be expressed as coprolalia (the involuntary use of obscene words or socially inappropriate words and phrases) or copropraxia (obscene gestures). Despite widespread publicity, coprolalia/copropraxia is uncommon with tic disorders.
Echo phenomena (echo speech or echolalia) are also reported, although less frequently. These may include repeating word of others (echolalia), repeating ones own words (palilalia), and repeating movements of others. Neither coprolalia/copropraxia or echolalia is necessary for the diagnosis of Tourette syndrome. However, for a confirmed diagnosis of TS both involuntary movements and vocalizations must be present.
Although the symptoms of TS vary from person to person and range from very mild to severe, the majority of cases fall into the mild category. Co-occurring conditions can include ADHD/ADD [2], impulsivity, and obsessive compulsive behavior. There is usually a family history of tics, Tourette Syndrome, and/or ADHD, and/or OCD [3]. Tourette Syndrome and other tic disorders occur in all ethnic groups. Males are affected 3 to 4 times more often than females.
Most people with TS and other tic disorders will lead productive lives. There are no barriers to achievement in their personal and professional lives. Persons with TS can be found in all professions. A goal of TSA [4] is to educate both patients and the public of the many facets of tic disorders. Increased public understanding and tolerance of TS symptoms are of paramount importance to people with Tourette Syndrome.
1 Eylül 2018'de eklendi: http://asukrandemiralp2.blogspot.com/2018/09/tourette-sendromu.html
16 Eylül 2018'de eklendi:
13 Mart 2019'da eklendi:
Google çevirisi:
16 Eylül 2018'de eklendi:
13 Mart 2019'da eklendi:
Google çevirisi:
Tourette nedeni olmasına rağmen sendrom Mevcut araştırmalar, bazı beyin bölgelerindeki (bazal ganglionlar, ön loblar ve korteks dahil) anormalliklere, bu bölgeleri birbirine bağlayan devrelere ve sinirler arasındaki iletişimden sorumlu nörotransmiterlere (dopamin, serotonin ve norepinefrin) işaret etmektedir. hücreler . [1]Tourette sendromunun sıklıkla karmaşık bir şekilde görülmesi durumunda, hastalığın nedeninin eşit derecede karmaşık olması muhtemeldir. [1] Birçok durumda, biraile öyküsü Tikler, Tourette Sendromu, DEHB, OKB. [2]
2005 yılında, bilim adamları ilk keşfettigen mutasyon Bazı Tourette sendromu vakalarına neden olabilir. SLITRK1adlı bu gen normalde sinir hücrelerinin büyümesi ve diğer nöronlarla nasıl bağlandıkları ile ilgilidir. Mutasyona uğramış gen, daha önce Tourette sendromuyla ilişkili olduğu belirlenen beyin bölgelerinde (bazal ganglionlar, korteks ve frontal loblar) bulunur. [3]
2005 yılında, bilim adamları ilk keşfetti
Son güncelleme: 3/6/2016
SLITRK1 genindeki mutasyonlar, Tourette sendromu olan az sayıda insanda bulunmuştur. [4] [5] Bu gen, birprotein Bu beyinde aktif. SLITRK1 proteini, sinir hücrelerinin gelişiminde, her bir sinir hücresinin yakındaki hücrelerle iletişim kurmasını sağlayan özel uzantıların (aksonlar ve dendritler) büyümesi dahil bir rol oynar. [4]del1264C olarak yazılmış tanımlanmış mutasyonlardan biri bir tane silerDNA yapıtaşı (çift bazlı ) genden. Bu mutasyon, SLITRK1 proteininin anormal derecede kısa, işlevsel olmayan bir versiyonunun üretilmesine yol açar. Başka bir mutasyon, genin yakınında bulunan DNA bölgesinde tek bir baz çiftini değiştirir. Bu değişiklik muhtemelen SLITRK1 proteininin üretimine engel olur. [5] SLITRK1 geni, beyindeki Tourette sendromunda rol aldığı bilinen alanlarda aktif olmasına rağmen, gen içindeki veya yakınındaki mutasyonların, durumun davranışsal özelliklerine nasıl yol açtığı açık değildir. [4] [5]
Son güncelleme: 3/6/2016
Oliver Sacks’ın “Mars’ta Bir Antropolog”
kitabından:
Gilles de la Tourette sendromuna her ırkta, her
kültürde, toplumun her katmanında rastlanır. Dikkatliyseniz, bu sendromu bir
bakışta tanırsınız. Kapadokyalı Aretaeus bundan ikibin yıl önce köpek gibi
havlayanlardan, gözü seğirenlerden, suratına tuhaf şekiller verenlerden,
küfreden ve lanet okuyanlardan söz etmiştir. Bu belirtiler ancak 1885’te
Charcot’nun ve Freud’un dostu genç Fransız nöroloğu Georges Gilles de la
Tourette’in bu anlatıları ve kendi hastaları üzerinde yaptığı gözlemleri bir
araya getirmesi ile klinik bir sınıflandırmaya sokulmuştur. Tourette’in tanımladığı sendrom, spazmlarla
bütünleşen tikler, irade dışı mimikler, katılmalar, başkalarının söz ve
davranışlarını taklit etmeler (ekolali ve ekopraksi), irade dışı küfürler ve
müstehcen konuşmalar (koprolali) şeklinde kendini gösteriyordu. Bazı bireyler
(ne denli kederli ve dertli olsalar da) tuhaf bir kayıtsızlık ve umursamazlık
içindeydiler; bazılarında garip, çoğu kez zekice, zaman zaman rüyayı andıran
çağrışımlar yapma eğilimi vardı. Bazılarında aşırı bir kışkırtıcılık ve
yönlendirme duygusu, sürekli fiziksel ve sosyal sınırları zorlama güdüsü,
çevreye tepki, sağa sola saldırma, eşyaları fırlatıp atma hali, bazılarında
şablon, saplantılı davranışlar görülüyor, hastaların hiçbiri diğerine
benzemiyordu.
Her hastalık yaşam ikizini, kendi gereksinimleri,
talepleri ve sınırları olan “o”nu katar. Tourette hastalığında “o” açık bir
zorlama, çeşitli kışkırtmalar ve dayatmalar biçimini alır. Kişi kendi iradesine
aykırı olarak, ya da “o”nun o yabancı gücün iradesine boyun eğerek, bir ona,
bir buna heveslenir. Bu iki irade arasındaki çatışmalar, ödünler, çelişkilerle
örülü bir ilişki oluşur.
Oliver Sacks’ın “Karısını Şapka Sanan Adam”
kitabının ikinci bölümü 'Aşırılıklar’dan:
“Özür” kelimesinin nörolojinin gözde terimi
olduğunu söylemiştik – bu kelime nörolojideki herhangi bir işlev bozukluğu için
kullanılan tek kelimedir. İşlev aynen bir kapasitörde veya sigortada olduğu
gibi ya normaldir ya da bozuk ve hatalıdır. Temelde güç ve bağlantılar sistemi
olan mekanistik nöroloji için başka ne gibi bir olasılık olabilir ki?
Peki tersi bir durumda –
işlev aşırılığı veya fazlalığı olduğunda ne olacak? Nörolojinin bu durumu ifade
edecek bir kelimesi yoktur; çünkü böyle bir kavrama sahip değildir. Bir işlev veya işlevsel sistem çalışır - veya
çalışmaz; sadece bu iki olasılık söz konusu olabilir. Bu yüzden canlı veya
üretici özellik taşıyan hastalıklar, nörolojinin temel mekanistik kavramlarını
sorgular ve bu tip – yaygın, önemli ve ilginç – hastalıkların nöroloji içinde
hak ettikleri ilgiyi hiç görmemelerinin sebebi de şüphesiz budur. Bu ilgiyi, canlı ve üretici hastalıkların konu
edindiği – tepki aşırılığı görülen mani hastalığında olduğu gibi psikiyatri
içinde görürler.
Aşırılık
konusunda hiç değilse düşünen bir nörolog bulmamız için hemen hemen günümüze
dönmemiz gerekmektedir. Luria’nın Bir Tekerlemecinin Aklı; aşırılıklar
hakkındadır.
Bir
hayalgücü ve bellek keşfidir. (Klasik nörolojide böyle bir keşfin yapılması
mümkün değildir.)
İşlevdeki artış ve ilerleme sadece sağlıklı bir
bütünlüğü ve canlılığı olanaklı kılmakla kalmaz daha çok ürkütücü bir davranış
aşırılığını, anormalliğini, garipliğini, çeşit aşırılığını da olasılıklar
arasına katar.
Bir
hastalığın, kendini iyileşme olarak gösterebilme, harika bir sağlık ve iyi olma
hissiyle ikilemi ve sonraları acımasız potansiyelini ortaya çıkarması, doğanın
oyunlarından, ironilerinden biridir. Bu ikilem bir çok sanatçıyı özellikle sanatla
hastalığı bir tutanları cezp etmiştir.
Bu,
aşırılık durumunun verdiği hem bir armağan hem de bir rahatsızlıktı, hem zevk
hem acıydı. İçgörülü hastalar bunu soruşturarak paradoksal olarak hissettiler;
bir Tourette hastası
“Çok fazla enerjim var, her şey çok parlak, çok güçlü ve fazla, hummalı bir
enerji, …
Konu ile ilgili kısa sunum için: http://asukrandemiralp2.blogspot.com/2013/08/tourette-sendromu-ve-yasamdan-kesitler.html
Tourette
Sendromu ile ilgili diğer bir link: http://bit.ly/16O7HLs
Environmental factors and Tourette syndrome
Tourette syndrome is characterised by a host of motor and vocal tics beginning in early childhood and is the cause of significant physical and psychosocial morbidity. Mathews and colleagues (pp. 40-45) use the ALSPAC longitudinal cohort study to examine the key environmental risk factors associated with this disorder. They found one previously reported prenatal factor, maternal alcohol use during pregnancy, and three new pregnancy-related associations - inadequate weight gain in pregnancy, cannabis use and parity - to be significantly associated with Tourette syndrome. They did not find any association with previously reported factors including prenatal maternal smoking, low birth weight, gestational age and complications during delivery. An accompanying editorial by Gorman & Abi-Jaoude (pp. 6-8) reviews the contemporary aetiological model for the development of Tourette syndrome and highlights the need for these high-quality epidemiological studies to complement and inform genetic and brain studies of this complex disorder.
Ve böyle bir okulda bireysel farklılıklar ne derece sorun olabilir? http://asukrandemiralp1.blogspot.com/2012/05/okullar-demokrasi-ve-sorgulayabilme.html
tourette ve ADHD ( DEHS) birlikteyse ....bu sendromları yaşayanların toplum tarafından anlaşılabilmesi neredeyse olanaksızdır.
YanıtlaSilŞehnaz hanım merhaba,
YanıtlaSilİlginiz için çok teşekkür ederim. Tourette Sendromlu yakınlarımız, dostlarımız anlaşılabilsinler ve sorunları hiç değilse biraz hafiflesin diye çabalıyorum. Bu konuda her türlü öneriye açığım.
Sevgi ve selamlar,
A.Şükran Demiralp
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3065650/
YanıtlaSil2016:"Tiklerle birlikte, Tourette sendromlu hastaların çoğunda, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, öfke nöbetleri, uyku sorunları, depresyon ve migreni içeren nöropsikiyatrik komorbiditeleri vardır. Hastalar, doğrudan servikal miyelopati, arteriyel diseksiyon ve inme gibi nadiren şiddetli motor tiklerden fiziksel komplikasyonlara da neden olabilir."
YanıtlaSilhttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/27891299
2014: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25518584
YanıtlaSil[Article in Polish]
Zdrojewicz Z, Pypno D, Cabała K, Bugaj B, Waracki M.
Abstract
Cannabinoids, psychoactive substances present in cannabis, have been known to mankind for hundreds of years. Apart from 9-tetrahydrocannabinol (THC) substances found in the cannabis herb with the highest toxicological value are cannabidiol (CBD) and cannabinol (CBN). The discovery of CB1 and CB2 receptors, located in various tissues (ranging from the brain to peripheral tissues), has defined the potential objective of these new chemical substances' effects. Many studies on the application of cannabinoids in the treatment of various diseases such as diabetes, neoplasms, inflammatory diseases, neurological conditions, pain and vomitting were conducted. Drugs containing e.g. THC appear on the pharmaceutical market. Substances affecting cannabinoid receptors may show beneficial effects, but they may also cause the risk of side effects related mainly to the inhibition of central nervous system. The purpose of this dissertation is the analysis, whether the substances responsible for the effects of marijuana, can find application in medicine. Original articles and reviews were used to summarize the results of studies connected to the topic.
(1) file:///C:/Users/Mehmet/Downloads/294264.pdf
YanıtlaSil(2) http://theroc.us/images/Cannabinoids%20for%20Tourette%E2%80%99s%20Syndrome%20(Review).pdf
(3) http://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1517/14740338.2011.575778
(4) 2013 yılı:
Cannabinoids have been used for hundred of years for medical purposes. To day, the cannabinoid delta-9-tetrahydrocannabinol (THC) and the cannabis extract nabiximols are approved for the treatment of nausea, anorexia and spasticity, respectively. In Tourette syndrome (TS) several anecdotal reports provided evidence that marijuana might be effective not only in the suppression of tics, but also in the treatment of associated behavioural problems. At the present time there are only two controlled trials available investigating the effect of THC in the treatment of TS. Using both self and examiner rating scales, in both studies a significant tic reduction could be observed after treatment with THC compared to placebo, without causing significant adverse effects. Available data about the effect of THC on obsessive-compulsive symptoms are inconsistent. According to a recent Cochrane review on the efficacy of cannabinoids in TS, definite conclusions cannot be drawn, because longer trials including a larger number of patients are missing. Notwithstanding this appraisal, by many experts THC is recommended for the treatment of TS in adult patients, when first line treatments failed to improve the tics. In treatment resistant adult patients, therefore, treatment with THC should be taken into consideration.
Kanabinoidler yüzlerce yıldır tıbbi amaçlı kullanılmaktadır. Güne göre, kanabinoid delta-9-tetrahidrokanabinol (THC) ve esrar özü nabiximoller bulantı, anoreksi ve spastisite için sırasıyla onaylanmıştır. Tourette sendromunda (TS) birçok anektodik rapor, esrarın sadece tikleri baskılamada değil, aynı zamanda ilişkili davranış bozukluklarının tedavisinde etkili olabileceğinin kanıtı verdi. Günümüzde, TH tedavisinde TSC'nin etkisini araştıran sadece iki kontrollü çalışma bulunmaktadır. Her iki çalışmada da hem kendilik hem de muayene derecelendirmesi ölçekleri kullanıldığında, THC ile plaseboya kıyasla önemli yan etkilere neden olmadan önemli bir tik azalması gözlemlenebilir. THC'nin obsesif-kompülsif belirtiler üzerine etkisi hakkında mevcut veriler tutarsızdır. Kanabiberidlerin TS'deki etkinliği hakkında yapılan yeni bir Cochrane incelemesine göre, daha kesin sayıda sonuç alınamıyor çünkü çok sayıda hastayı içeren daha uzun süren çalışmalar eksik. Bu değerlendirmeye rağmen, birçok uzman tarafından THC, birinci basamak tedavilerin tikleri iyileştirmede başarısız olduğu erişkin hastalarda TS tedavisi için önerilir. Bu nedenle, tedaviye dirençli erişkin hastalarda, THC ile tedavi dikkate alınmalıdır.
KAYNAK: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23187140
(5) GENEL: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed?linkname=pubmed_pubmed&from_uid=23187140
2013: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3547120/
YanıtlaSilDyskinesias, tics, and psychosis: Issues for the next Diagnostic and Statistical Manuel of Mental Disorders
Diskineziler, tikler ve psikoz: Bir sonraki Zihinsel Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Manuelinde Sorunlar
2006: https://www.researchgate.net/profile/Jonathan_Mink/publication/7342128_Albin_RL_Mink_JW_Recent_advances_in_Tourette_syndrome_research_Trends_Neurosci_29_175-182/links/02bfe5146faae446ec000000.pdf
https://www.cdc.gov/ncbddd/tourette/research.html
http://www.tourettesyndrome.net/disorders/tourette%E2%80%99s-syndrome/research-studies-seeking-participants/
- http://www.tourettesyndrome.net/disorders/
https://www.cdc.gov/features/tourettesyndromeawareness/
https://www.tourette.org/research-medical/current-research-programs/
"TİKLER vd HAREKET BOZUKLUKLARI
YanıtlaSilAşağıda tanımlanan hareket bozuklukları bazı durumlarda iç içe geçmiş olabilir. Bu gibi durumların kategorize edilmesi(sınıflandırılması) için de uzmanlar hemen tanı koymak yerine bozukluğu gözlemlerler. Ekibimizde bir arkadaşımız uzmanlarca MİYOKLONİK TİK yaklaşımı ile izlenmekteyken bir çok arkadaşlarımız TİK BOZUKLUĞU ve/ya TOURETTE BOZUKLUĞU yaklaşımı ile izlenmektedir. Ve gerekiyorsa medikal tedavi seçenekleri buna göre düzenlenmektedir!
Derleyen: A.Şükran Demiralp
"ÇOCUKLUK ÇAĞINDA HAREKET BOZUKLARI
Hareket bozuklukları, amaca yönelik bir vücut hareketi sırasında veya tamamen kendi isteğimiz dışında olagelen amaçsız hareketlerin hepsine birden verilen isimdir. Tasarlanmış olan hareketin hızı ve yönü değişmiş olabilir, anormal ve ilişkisi olmayan hareketler yapılabilir, anormal vücut duruş şekilleri görülebilir, normalmiş gibi görülen fakat çok hızlı, sık tekrarlayan ve beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan hareketler şeklinde belirebilir.
Başlıca hareket bozuklukları: Atetoz, kore, distoni, miyoklonus, parkinsonizm, stereotipler, tik, tremordur.
ATETOZ: Yavaş, elde/parmaklarda hemen devamlı olabilen, yazı yazar gibi hareketlerdir.
KORE: Düzensiz, rastgele, kısa süreli (saniyeler), parmaklarda veya kolun üst kısmında (vücudun her yerinde) minik hareketlerdir. Çok büyük olduğu zaman ballismus denir.
DİSTONİ: Tekrarlayıcı ama daha uzun süreli, anormal vücut duruşlarına neden olan, dönme-burkulma-kıvrılma benzeri hareketlerdir.
MİYOKLONİ: Çok ani-hızlı sıçramalardır.
PARKİNSONİZM: İstirahat halindeyken ellerde titreme yanısıra, vücut hareketlerinin yavaşlaması, kollarda sertlik (rijidite), ve vücut duruş bozukluğuna yol açan bir durumdur.
STEROTİPİ: Belli kalıplarda, ezberlenmiş gibi gözlenen, zaman zaman tekrarlayan, genellikle ritmik hareketlerdir.
TİK: Bir dönem birbirinin aynı, amaçsız, kalıplaşmış bazı hareketlerin aralıklı olarak tekrarlanmasıdır. Zaman geçtikçe farklı tikler ortaya çıkabilir. Baş ve kollar çevresinde daha sık gözlenir. Ses çıkarma şeklinde de olabilir.
TREMOR: Çeşitli vücut kısımlarındaki ritmik titremelerdir.
Çocukluk çağında hareket bozuklukları tek başına olabildiği gibi kas sertliği (spastisite), gevşeklik (hipotoni), dengesizlik (ataksi) ve güçsüzlük (felç) durumlarına da eşlik edebilir. Altta yatan nedenler arasında serebral palsiler (beyin gelişimi sırasındaki hasarlar) sıklıkla yer almaktadır. Fakat hareket bozukluklarının çok çeşitli nedenleri (menenjit, ensefalit, metabolik ensefalopati, travma, kanama, enfarktüs, ilaç yan etkileri, psikojenik) ve genetik özellikli olanları da vardır.
Çocuklarda en sık görülen hareket bozukluğu tiklerdir. Kore (özellikle Sydenham koresi) ve distoni diğer sık görülebilen hareket bozukluklarıdır.
Hareket bpzukluklarının epileptik nöbetler, uyku bozuklukları ve psikojenik tablolarla karıştırılmaması gerekir. Teşhis için bazen evdeki video çekimlerini izlemek çok faydalı olabilmektedir. Sorulabilecek sorular:
a. Hareketler aşırı, hızlı, ani, çok sayıda mı (hiperkinetik), yoksa yavaş ve az sayıda (hipokinetik) mı?
b. Nadiren mi ortaya çıkıyor, sık mı tekrarlıyor, yoksa nerdeyse devamlı gibi mi?
c. Çocuğun gelişimi normal mi?
d. İstirahat halindeyken mi ortaya çıkıyor yoksa bir eylem sırasında mı belirginleşiyor?
e. Çevreden, stresten, ışıktan, sesten, uykudan, uyanmadan vs etkileniyor mu?
f. Bazı hareketlerle ya da isteyerek baskılanabiliyor mu?
g. Ailede benzer durumu olan bireyler var mı?
Bunun dışında özel kan ve idrar analizleri ile beyin MR, SPECT, PET gibi görüntü incelemeleri gerekebilir. İlaç tedavisi ya da cerrahi tedavi yaklaşımları yaşam standartlarını yükseltmeye yöneliktir.
Doç.Dr. Zuhal YAPICI"
Kaynak: https://www.facebook.com/TSTikTakHip/posts/1787850808110976
"We hypothesize that stress from parasitism and virus infection combined with effects that viruses have on cognitive function may contribute to forager drift and mite and virus dispersal." ?
YanıtlaSilhttps://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28486589
Complex obsessive compulsive and impulsive symptoms in Tourette’s syndrome
YanıtlaSilDonna Palumbo and Roger Kurlan
Author information ► Copyright and License information ►
This article has been cited by other articles in PMC.
Go to:
Abstract
Obsessive compulsive and impulsive symptoms are prevalent in patients with Tourette’s Syndrome (TS) and well recognized as part of the TS spectrum. However, some complex obsessive compulsive and impulsive behaviors may be mistaken for other symptoms, such as complex tics or psychotic behavior. In addition, the overlap between tics, compulsions, and impulsive actions can make them impossible to discern from each other. Yet, the proper recognition of these symptoms is critical in optimizing treatment outcome in TS patients. This paper will review complex obsessive compulsive and impulsive behaviors that may occur in patients with TS and discuss implications for diagnosis and treatment.
Keywords: obsessions, compulsions, tics, psychosis, Tourette’s syndrome"Conclusion
Complex obsessions, compulsions and impulsive behaviors in TS patients are not uncommon and can overlap with other clinical phenomena, such as tics and psychosis, causing diagnostic and therapeutic confusion. Recognition of these complex behaviors in TS is critical in optimizing treatment (see Table 2). Often, patients with these problems will require combination treatment directed at alleviating tics, OCD, impulsivity and/or psychosis.
While the current information is observational, future research aimed at clarifying and quantifying the defining features of these complex symptoms is clearly an important area of study. Whether scores on formal rating scales can define and separate these TS subtypes is unknown. Quantifying symptom characteristics of tics and other comorbid conditions may also be important to better understand and treat these clinical problems." Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2656307/
Oğuz Demiralp: "Sorun, genel anlamda, insan beyninin değişkenliğinin ne derece tanındığı ile ilgili de olabilir? İnsan beynini tanımadaki en büyük engel yine onu incelemeye çalışan insan beyni değil mi?"
YanıtlaSil" Limitations
YanıtlaSilThis study has some limitations. We opted to conduct a narrative review, which is not as rigorous as a systematic review. Yet, we believe that the whole field of the neuropsychology of TS might be too large to be reviewed systematically, and that systematic reviews and/or meta-analyses focusing on a single function (e.g., attention, cognitive flexibility, etc.) would be more relevant. This review is also limited by the amount of literature on given domains. For example, there are only few available studies on the social cognition of children with TS, which makes it hard to draw clear conclusions on this matter. We encourage researchers to conduct studies in such domains where few data are available." .... "Yet, if studies with better methodology continue to produce discrepant results, a paradigm change might be needed. "
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5575626/
İnositol günde 6 g, beşinci veya altıncı EKT'den beş gün boyunca, oniki hastadan oluşan bir seriye, çaprazlama-çift-kör bir şekilde verildi. Bu sonuçlar inositolün, depresyon, panik ve OKB dahil olmak üzere serotonin seçici yeniden alım inhibitörlerine yanıt veren hastalığın spektrumunda terapötik etkilere sahip olduğunu ve şizofreni, Alzheimer ADDH, otizm veya ECT'nin indüklediği kognitif bozukluğun yararlı olmadığını düşündürmektedir.
YanıtlaSil"Controlled trials of inositol in psychiatry.
Inositol is a simple polyol precursor in a second messenger system important in the brain. Cerebrospinal fluid inositol has been reported as decreased in depression. A double-blind controlled trial of 12 g daily of inositol in 28 depressed patients for four weeks was performed. Significant overall benefit for inositol compared to placebo was found at week 4 on the Hamilton Depression Scale. No changes were noted in hematology, kidney or liver function. Since many antidepressants are effective in panic disorder, twenty-one patients with panic disorder with or without agoraphobia completed a double-blind, placebo-controlled, four week, random-assignment crossover treatment trial of inositol 12 g per day. Frequency and severity of panic attacks and severity of agoraphobia declined significantly with inositol compared to placebo. Side-effects were minimal. Since serotonin re-uptake inhibitors benefit obsessive compulsive disorder (OCD) and inositol is reported to reverse desensitization of serotonin receptors, thirteen patients with OCD completed a double-blind controlled crossover trial of 18 g inositol or placebo for six weeks each. Inositol significantly reduced scores of OCD symptoms compared with placebo. A controlled double-blind crossover trial of 12 g daily of inositol for a month in twelve anergic schizophrenic patients, did not show any beneficial effects. A double-blind controlled crossover trial of 6 g of inositol daily vs. glucose for one month each was carried out in eleven Alzheimer patients, with on clearly significant therapeutic effects. Antidepressant drugs have been reported to improve attention deficit disorder (ADDH) with hyperactivity symptomatology. We studied oral inositol in children with ADDH in a double-blind, crossover, placebo-controlled manner. Eleven children, mean age 8.9 +/- 3.6 years were enrolled in an eight week trial of inositol or placebo at a dose of 200 mg/kg body weight. Results show a trend for aggravation of the syndrome with myo-inositol as compared to placebo. Recent studies suggest that serotonin re-uptake inhibitors are helpful in at least some symptoms of autism. However a controlled double-blind crossover trial of inositol 200 mg/kg per day showed no benefit in nine children with autism. Cholinergic agonists have been reported to ameliorate electroconvulsive therapy (ECT)-induced memory impairment. Inositol metabolism is involved in the second messenger system for several muscarinic cholinergic receptors. Inositol 6 g daily was given in a crossover-double-blind manner for five days before the fifth or sixth ECT to a series of twelve patients, without effect. These results suggest that inositol has therapeutic effects in the spectrum of illness responsive to serotonin selective re-uptake inhibitors, including depression, panic and OCD, and is not beneficial in schizophrenia, Alzheimer's ADDH, autism or ECT-induced cognitive impairment." https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9169302
"3.10.3. Amino Acids
YanıtlaSilA number of amino acids have been shown to exert direct or indirect effects on the levels of specific neurotransmitters. Thus, they have the potential to be used in treating ADHD. Amino acids, glycine, L-theanine, L-tyrosine, taurine, acetyl-L-carnitine (ALC), GABA, 5-hydroxytryptophan (5-HTP), and s-adenosyl-L-methionine (SAMe), are all considered potential complementary ADHD interventions [9, 10]. A significant portion of studies on amino acid supplementation has focused on ALC, an amino acid derivative. One such study (randomized, double-blind, and placebo-controlled), utilizing ALC, reported that supplementation with this protein derivative significantly reduced symptoms of ADHD, in particular, hyperactivity and poor social behavior, in trial participants (51 children, ages 6–13) [34]. This effect of ALC has been attributed to modulation of neural transmission by increasing acetylcholine synthesis, stimulating its release and release of dopamine in the striatum in various brain regions, other than carnitine metabolism [34]. On the other hand, a randomized, double-blind placebo-controlled study reported conflicting findings in that no significant effects of ALC were observed in ADHD patients (112 children, ages 5–12) [35].
Theanine is an amino acid found in both green and black teas [81]. This nonproteinaceous component (n-ethylglutamic acid) has garnered increasing attention recently due to its purported central nervous system effects. Because of its ability to cross the blood-brain barrier, theanine has a variety of pharmacological effects, most pertinent of which is anxiolytic effect. These effects of theanine have been attributed to regulation of dopamine and serotonin and an increased production of inhibitory neurotransmitters [81]. Additionally, it has been reported that theanine produced improvement in selective attention during the execution of mental tasks via modulation of alpha brain wave activity. Currently there are a handful of studies examining the therapeutic potentials of theanine in ADHD (for review see [81]). Theanine has also been suggested for panic disorder, bipolar disorder, and obsessive compulsive disorder, aside from ADHD and anxiety disorders." https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4757677/
"Subsequent Tic Exacerbation in Adulthood": https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5344964/
YanıtlaSil