8 Temmuz 2018 Pazar

Nörolog Dr. Oliver Sacks'ın Nörolojik Öykülerinden


Oliver Sacks’ın (OS) nörolojik  gerçek yaşam öykülerinden birinin kısa ve sade bir özetini yapmaya çalıştım:

Bayan M ve bayan S; 80 – 90 arası yaşlardalar. Her ikisi de bu yaşlarda yaşadıkları epileptik krizleri nedeni ile beyinlerinden tekrarlayan birkaç müzik parçası duyuyorlar.

Epileptik krizlerin tetiklendiği beyin bölgeleri müzik üretimi ile ilgili olduğu için “Müzikonejik Epilepsi” deniyor. Bu müziklerin o anda yaşadıkları dış dünya ile bir ilgisi yok, krizler nedeni ile beyin üretiyor.

OS araştırmasında, her iki hastanın da beyninde duydukları müzikleri geçmişleri ile ilgili buluyor; bu müziklerin, başka olgulardan bilindiği gibi, epilepsiye bağlı fizyolojik alt yapı ile ilgili olmasının yanısıra duygusal bir yanı da olabileceğini ortaya çıkarıyor.

Bayan M’nin eskiden mırıldandığı müziklerden bir kaçını duyuyor olsa da bunlara özlem duyduğu bir bağı yok. Tekrarlayan hep aynı seslerden bir an önce kurtulmak istiyor. OS’nin başladığı antiepileptik ilaçlarla bu seslerden kurtuluyor.

Fotoğraf ve yazı kolaj: A.Şükran Demiralp

Bayan S’nin ise beyninde duyduğu müziklerle duygusal bir bağı olduğu anlaşılıyor.

Bayan S, bayan M’den hem epilepsisinin fizyolojisi hem de kişilik özellikleri açısından çok farklıydı. 72 saat boyunca sürekli nöbet geçirmişti. Bu durum beynin derinlerindeki duygusal sistemleri olumsuz etkilemişti elbette. Ancak, bu nöbetler aynı zamanda çok derinlerdeki bir duygu ile de bağlantılıydı; uzun süredir unuttuğu evi, çocukluğuyla ilgiliydi.

Dolaysıyla, bayan S’de geçmişe özlem çok ciddi ve kronikti. Çünkü babası daha o doğmadan, annesi ise o daha 5 yaşında bile yokken ölmüşlerdi. Tek başına kalınca, İrlanda’dan ABD’ye, bakıcı bir teyzenin yanına gönderilmişti. Burada kısıtlar içinde büyümüştü.

Bayan S, 5 yaşına dek olan yaşamını; ne annesini, ne de İrlandayı, bu krizler öncesinde hiç hatırlamıyordu. Bundan çok büyük acı duyuyor, hep çocukluk anılarını hatırlamak için çabalasa da olamıyordu.

Oysa, hastalığa bağlı gördüğü bu rüyalar, sesler unuttuğu çocukluğunu geri getirmişti. Bu deneyimi sanki yaşamı boyunca inatla kapalı olan bir kapının açılması gibi bir şey olarak açıklıyordu. Fiziksel olanla kişisel olan arasında bir köprü kurulmuştu.

İnmesi ve ona bağlı epilepsi tedavi oldukça bayan S’nin çocuklukla ilgili görüntüleri ve müzikle ilgili epilepsi krizleri yok oldu. Bayan S, nöbetleri tamamen bittiğinde, bu hatırlamalar sayesinde kendini sağlıklı ve iyi hissetti:

“İyi ki de nöbetleri yaşadım. Onlar yaşantımın en sağlıklı dönemleriydi. Artık çocukluğumu kaybetmiş hissetmiyorum. Detayları hatırlamasam da her şeyin yerli yerinde olduğunu biliyorum. Kendimi daha önce hiç bu kadar tam hissetmemiştim.” 

Bu öykünün anlatıldığı 1985’li yıllar için neden beynin müzikle ilgili bölümlerinin ileriki yaşlarda bu çeşit boşalımlara açık olduğu bulunmuş değildi. (Derleyenin notu: Günümüzdeki son durumu henüz bilmiyorum.)

Bayan M hastalığını bir esaret, bayan S ise hastalığını yaşamının eksik bölümünü tamamlayan; onu sürekli geçmişi hatırlama çabasından kurtaran, yıllardır açamadığı bir kapıyı açan bir anahtar olarak görüyordu. 




TIK'layınız: http://asukrandemiralp2.blogspot.com/2016/04/acaba-hastaliklar-olmadan-yasayabilir.html

 
Derleyen ve Fotoğraf: A.Şükran Demiralp, 8 Temmuz 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder