Çevresel Etkenler Üzerine
Tourette Sendromu (TS) ile ilgili yaptığımız birçok araştırma,
deneyimlerimiz ve başka deneyimlerden edindiğimiz gözlem sonuçlarına göre bilim
aşağıdaki sınıflandırmaları bir kişideki TS için yapabilir:
1. Hareket
bozuklukları ağırlıklı mı? Bunların ne kadarı genetik kaynaklı?
2. Zihinsel
karmaşa ağırlıklı mı? Zihinsel karmaşanın nedeni TS’e eşlik eden ADHD, OKB gibi
bozukluklar mı? Bunların ne kadarı genetik kaynaklı?
3. Çevresel
etkenler ağırlık mı? Öyleyse, çevresel etkenler herkes için geçerli ve diğer
her şeyle (1, 2 dahil) etkileşimli değil mi?
Temel sorun, en önemli etken olan çevre’yi
(madde 3) çözümün merkezi olarak ele
almamak. Dolayısıyla ağırlıklı olarak ilaç kullanımı vb üzerine odaklanan
iyileştirme yöntemleri de etkili değil.
Çevre’yi ve ani çevre
değişimlerini ihmal edip, diğer seçeneklere yoğunlaştığımızda giderek toplumdan
uzaklaşan bir model yaratıyoruz.
Nöroetik, kişinin “Sosyal Benliği”ne, “Ben”in diğer
“benler”le nasıl etkileşim kurduğuna değinir. “Ben”i diğer “benler”den
ayırdığımız zaman “sosyal ben”liğimizi yok ediyoruz. Çünkü sadece ilaç
kullanımı da, sedatif etki, kişilik değişimi, ani atak davranışlar gibi
nedenlerle “ben”i diğerlerinden uzaklaştırıyor. “Ben”im temel sorunum zaten
diğerlerinden uzaklaşmaktı. “Sosyal ben”liğim yoksa, “ben” neyim?
En olumlu sonuçları öncelikle çevre “ben / biz”im ihtiyaçlarım(ız)a
yaklaştığında ve o konum dengeli sürdürüldüğünde alabiliriz.
Bu şu demek:
Önce benim
karnım doyacak, soluk alabileceğim, barınabileceğim, cinselliğimi
yaşayabileceğim. Sonra, arkadaşlarımın olabileceği, yeteneklerimi farkedip
kullanabileceğim vs ortamlara ihtiyacım
var. Bunları elde etmem için kimseye ödün vermem gerekmiyor; çünkü “ben”im
düşüncelerimi özgürleştirecek akla ve gerçeklere kavuşabilmem için bu temel ihtiyaçlar koşulsuz varolmalı. Bu
dünyayı değiştirelim. Çünkü temel ihtiyaçları kullanarak beyinleri kendi
amaçlarına göre yıkıyor ve bağımlılıklar yolu ile temel ihtiyaç olmayan şeyleri
de temel ihtiyaç gibi algılatıyor. Uyuşturucuları serbest bırakmak kişisel
özgürlükler anlamına gelmez. Düşüncelerimizi
özgür bırakabiliyor musunuz? Seçimlerimiz gerçekten bizim mi? Her yer beyin
yıkayıcı dolu. Yani, kısacası, benim “ben”i bulabilmem sadece antidepresan,
antipsikotikler vs ile çözülecek basitlikte değil. (Bu son tümce Oliver
Sacks’ın “Uyanışlar” adlı kitabından esinlenildi.)
Madde 3 uygulandıktan sonra, hâlâ ihtiyacı olan kişilere 1. ve / veya
2.maddelere göre ilaçlı vb tedaviler devreye girebilir. Gerçekte hepsi çevre
ile etkileşimlidir.
Neden aynı kişi bazı yaşam kesitlerinde oldukça “iyi” iken, diğer
bazılarında “kötü”leşebiliyor?
Örneğin,
aşağıdaki olgularda üniversiteleri başarıyla bitirebilen TS’li gençleri okul
arkadaşları, öğretmenleri anlayışla karşılayabilmişler. Peki, ya en önemli
sağlık kurumları ve bazı uzmanlar ne yapmış?
Buyurunuz: Aynı hastaneye farklı yıllarda benzer nedenle sevk edilmiş iki TS’linin öyküsü. 2000
yılı öncesinden 2000 yılı sonrasına aktarılmış bilgi, araştırma ve deneyim
birikimini göremiyoruz: https://asukrandemiralp2.blogspot.com/2016/05/farkindalik-aylari-ne-icin-olmal-ve-de.html
İyileşme, bireyin yetenek ve becerilerini geliştirerek kendi ayakları
üzerinde durmak için çaba göstermesi demektir. Bu ise, ancak ve ancak, ihtiyaca
uygun bir çevre içinde olasıdır.
Temel ihtiyaçlardan sonra, en önemli ihtiyacımız, duygu durumlarımızı dengede tutabilecek bir
bilince ulaşmak olabilir.
Yukarıda belirtilen üç maddeden üçüncüsü böyle bir çevreyi; onun sunduğu
hoşgörü dahil değer katıcı tüm olanakları içerir. Bilim insanları, kurumlar ve
çoklu medya, üçüncü maddeyi geri plana itip, bir ve ikinci maddeyi ön plana
çıkarırlarsa iyileşmeye değil, bireyin işlevsizliğine neden olurlar.
İşlevsizlik öz güveni tüketir.
Halbuki yüzyıllardan günümüze olagelen gerçek ne?
Farklılıklarına rağmen yeteneği ön plana çıkabilmiş birçok insanın
arkasındaki şey çevresel güçlü destekler değil mi?
O zamanlar TS bilinmediği halde, şimdi TS’li olduğu düşünülebilen Samuel
Johson’ın dil konusunda araştırmalara, Mozart’ın müziğe, Oliver Sacks’ın
kitabındaki TS’li cerrahın Tıp’a vs yönelmesindeki etken, kendilerini üretken
ifade edebilmelerini sağlayan uygun çevre koşullarından başka bir şey değildir.
Daha iyi bir çevre için, daha sağlıklı düşünebilen insanlara ihtiyacımız
var. Bunun için de koşullamayan bilim ve sanat merkezleri, beyinlerimizi
yıkamayan kitle iletişim araçları, içimizdeki “mantıksız enerjiyi”
yönlendirebileceğimiz doğal spor
alanları, yürüme yolları, ağaçlar, önce içebileceğimiz ve sonra yüzebileceğimiz
temiz sular vb istiyoruz.
Hastanelerin bizi iyice hasta etme olasılıklarının temizlenmesini, tüm
dünyada barışa giden yollar açılmasını istiyoruz.
Bir taraftan Yemen’de vb açlıktan,
bombadan ölen çocuklar, diğer tarafta tüp bebek uygulamaları.
Popüler bir bilim insanı (!) Y. Harari:
“Yemen terörist”, “dünyada pek açlık kalmadı” der. Bir başka bilim insanı (!),
David Eagleman: “soykırımı” belgesiz bazı ülkelere yapıştırmaya çalışır. Bu tür
kitaplar beyin yıkayıcı olabiliyor. Böyle “saklı
içerikli” kitaplar yazan bilim insanı etiketli küresel ünlüler istemiyoruz.
Prof. Dr. Iona
Kuçuradi “Bilimce her yapılabilecek
olanın” ne olursa olsun diyerek “yapılmaması” gerektiğini belirtiyor. Hırs ve inattan arınmış bir insanlık
istiyoruz.
Ve daha iyi bir çevre için hedefimiz insanların birbirleri ile ilgili
önyargılarını kırabilmelerinin yolunu açabilecek olan merak, bilimsel ve etik
değerler bilgilerinin yaşama geçirilmesidir.
Gen – çevre – kültür etkileşimlerinin de artık
farkındayız değil mi?
Neden WHO bu konularda etkili değil?
Bir şiir:
Bilim ve Etik Ne?
Bilim
kategorize ettikçe bizi *
Projeleri için
veri toplar.
Toplasın da,
sonrası?
Hastalık
etiketi yapıştırıldı alnımıza, *
Hasta olan ünlüler yetenekleri ile konuldu
karşımıza.
İhtiyacımız
olan yıkıcı rekabet değildi!
Peki, bizim
yeteneklerimiz ne kadar önemsendi?
Bir
“farkındalık” şarkısı söylenir oldu şimdilerde;
“Farkettik ve
ettirdik”.
İyi de…
Ne oldu şimdi?
A.Şükran Demiralp
* :
Her şeyden önce,
dengeli ve etik bir bilim anlayışı. Artık çok gecikmeden; 21.yüzyıldayız ve bir
de yapay zekalara da rol model olacağız değil mi?
Professor Dr. Betül Çotuksöken: “Bilim
için uzman bilgisi gerek koşul, Etik
değerler bilgisi ise yeter koşuldur.”
A.Şükran Demiralp – Oğuz Demiralp, 24 Aralık 2018
References:
2) Dünyada bu konuda bir ilk olabilir: Oğul – Anne ve
Baba’nın yaşam kesitlerinden bir kitap; “Uçlarda Gezintiler – Tourette
Sendromu İle yaşamak”: https://asukrandemiralp1.blogspot.com/2012/06/farkllklar-anlayabilmek2.html
4)
https://www.cambridge.org/core/journals/acta-neuropsychiatrica/article/neurophilosophy-of-epileptic-experiences/19188ED9FB7AB887B0464CEFF70CBDFC
15)
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4381438/
16)
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5403589/, https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5403589/#R71
17)
“Bu düşünceyle,
araştırmacılar gen-çevre etkileşimlerinin etkilerini
düşünüyor. Nörogelişimsel bir bozukluğa doğru hafif genetik eğilime sahip
bir çocuk, çevresel “darbelerin” yokluğunda klinik olarak ölçülebilir
anormallikler olmadan gelişebilir.”: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1367862/
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÖnce yaşıyoruz, gözlemliyoruz ve araştırırken sonra da başkalarının bilimsel bilgilerine ulaşıyoruz:
YanıtlaSil10 Kasım 2018 tarihli paylaşımım: " Eğer ilaç kullanıyorsanız, bir süre sonra kullandığınız ilacın yan etkileri ve tikleriniz vs harmanlanabilir. Hangisi hangisi?" Kaynak: https://bit.ly/2BNIA2q
27 Aralık'ta araştırma sırasında tesadüfen bulduk: "Mevcut terminolojideki belirsizlik; aynı zamanda kendiliğinden, ilaca bağlı ve strese bağlı tekrarlayan davranışlar arasındaki farkı ayırt edemediği..." Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/
Oğuz Demiralp'e teşekkürlerimle...
https://twitter.com/ulvisaran/status/1132200328366100480
YanıtlaSilhttps://implicit.harvard.edu/implicit/:
YanıtlaSil"PROJECT IMPLICIT SOCIAL ATTITUDES
Log in or register to find out your implicit associations about race, gender, sexual orientation, and other topics!
E-mail Address
REGISTER
Or, continue as a guest by selecting from our available language/nation demonstration sites:
GO!
PROJECT IMPLICIT MENTAL HEALTH
Find out your implicit associations about self-esteem, anxiety, alcohol, and other topics! GO!
PROJECT IMPLICIT FEATURED TASK
Measure your implicit evaluations of transgender people. GO!"